İndirStar.lightbb.com|| Bedava Youtube Videoları İzle > Spor Haberleri > Şiirler > Zeka Soruları
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İndirStar.lightbb.com|| Bedava Youtube Videoları İzle > Spor Haberleri > Şiirler > Zeka Soruları

Hosgeldin (¯`•._.•Misafir•._.•´¯) bizde seni Bekliyorduk... Suanki msj sayin 0
 
AnasayfaPortal*AramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 yazarların biyogrofileri

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4  Sonraki
YazarMesaj
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:48 pm

Abay

Kazak Tarihi

Abay Kunanbayev

Çağdaş Kazak edebiyatında Abay Kunanbayev’in yeri ise çok ayrıdır. Abay, İlk eğitimini özel hocalardan aldı. Daha sonra Semey’de medrese eğitimi gördü. Arap, Fars ve Rus edebiyatlarını yakından tanıdı. Ayrıca klâsik Osmanlı şâirlerine de vâkıf oldu. Çok iyi bir eğitim almış olduğundan ve çok dakîk gözlemlere sahip bulunduğundan dolayı halk arasında kabul görmeye başladı. Kazakların hayatlarını tenkidî bir süzgeçten geçirerek lirik şiirler yazdı. O, Kazakları çağdaş bir eğitime yönlendiriyor, onları göçebe hayat düzenlerini bırakarak yeni meslekler edinmeleri konusunda teşvik ediyordu. Şiirleri halk tarafından Kazak bozkırlarında ezbere okunuyordu. Kunanbayev, fikirlerini daha çok düz yazılarla ifade etmekteydi. Kara Sözder “Halk Sözleri” adıyla bir kitapta toplanan nesirlerinin çoğu 1890’lı yıllarda kaleme alınmıştır. Abay, günümüzde de, hemen hemen her Kazak tarafından bilinmekte, şiirleri her yerde söylenmekte ve fikirlerine çok önem verilmektedir. Kazakların meşhur edebiyatçılarından Muhtar Avezov (1897-1961), 4 ciltlik büyük romanının adını Abay Jolı “Abay Yolu” koymuştur. Avezov, romanında Abay’ın Kazaklar için yapmak istediklerini, Kazakların gerçek medeniyete nasıl ulaşacaklarını anlatmaktadır. O, Abay’ın Kazakların yollarını aydınlatıcı bir rehber olduğunu herkese göstermiştir. Onun yolundan giden genç nesil, büyük Kazakistan’ı meydana getirecektir. Yani Kunanbayev, Kazaklar için, takip edilmesi gereken büyük bir fikir adamıdır.

Mahabbatpen jaratkan adamzattı
Sen de süy Allanı janan tetti
Adamzattın berin süy bavrım dep
Jane hak joli osı dep ediletti

“(Allah) insanı muhabbetle yarattığı için
Sen de o Allah’ı canından tatlı sev
İnsanların hepsini ‘kardeşim!”diye sev.
‘Hak yolu budur.’ diye (insanlararasında) adaleti gözet.”

(Abay Kunanbayev, Abaydı Okı, Tanırga “Abay’ı Oku, Tanı”, Almatı 1993.)

Kazak Edebiyatının Belli Başlı Temsilcileri
Bünyamin ÖZGÜMÜŞ Yağmur Sayı : 16
Temmuz - Ağustos - Eylül 2002
x

HAKKINDA YAZILANLAR

BİR SÖZ SANATI USTASI
KAZAK MİLLİ ŞAİRİ ABAY KUNANBAYOĞLU*

Yard. Doç. Dr. Abdulvahap Kara

Ünlü yazar Cengiz Aytmatov’un Goethe ve Tolstoylar ile kıyasladığı Abay (İbrahim) Kunanbayoğlu, kendi halkını tüm yönleriyle eserlerine yansıtabilen ender şair ve yazarlardan biridir. Özellikle Kazak edebiyatında yeni bir çığır açmasıyla tanınan Abay sadece Türk kültürüne değil, dünya kültürüne mal olmuş bir şahsiyettir. Bu sebeple, 1995 yılı UNESCO tarafından bütün dünyada “Abay Yılı” olarak ilan edilmiştir. Bu etkinlikler dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de kutlanmıştır.

Bu çerçevede Zeytinburnu Belediye Başkanlığı ile Kazak Türkleri Vakfımızın ortaklaşa düzenlediği etkinlikte, ilçemizde bir caddeye onun adı verilmiştir. Daha sonra bu cadde de inşa edilen ve İstanbul’umuzun güzide okullarından biri olan İlköğretim okulumuza onun adı verilmiştir. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, 21 Mayıs 2003 tarihinde, ilçemize şeref vererek, bu okulun açılış törenine bizzat katılmışlardır. Bu da bize Abay isminin Kazak Türklerinde ne derece büyük bir saygı uyandırdığını göstermektedir.

Edebiyat ve kültür araştırmacıları Abay’ın hem manzum ve hem de nesir yazılarında, Kazak kültürünü her yönüyle ortaya koyduğu konusunda hem fikirdirler. Abay’ın yetiştiği çevreye baktığımızda bunun bir tesadüf olmadığını görmekteyiz. Çünkü Abay hem iyi bir aile ve hem de iyi bir okul eğitiminden geçmiştir. Aşağıda bahsedeceğimiz gibi, Abay’ın çocukluğu eğitimde aile ve çevrenin etkisini bize açıkça göstermektedir. Özellikle sevgi, şefkatle ve ilgi yumağı içinde büyüyen çocukların daha iyi yetiştiğini görmekteyiz. Abay aldığı eğitimde, sadece mensup olduğu Türk-İslam kültürünü öğrenmekle kalmamış, aynı zamanda Rus ve dünya kültürünü de yakından tanımıştır. Böylece çevresindeki olaylara her zaman geniş açıdan bakabilmiş ve ardında kalıcı eserler bırakabilmiştir.

Kazakların Argun boyundan gelen Abay’ın babası Kunanbay Öskenbayoğlu’dur. Kunanbay’ın dört eşi vardı. İlk eşinden Hüdaverdi (Kudayberdi), ikinci hanımı Ulcan’dan Tanrıverdi (Tanirberdi), İbrahim (Abay), İshak ve Osman, üçüncü hanımı Aykız’dan Halilullah ve İsmail isimli çocukları dünyaya geldi. Kunanbay’ın dördüncü hanımı olan Nurhanım’dan hiç çocuğu olmadı. Bu yüzden Abay bir şiirinde “atadan altav, anadan törtev”, yani “babadan altı, anadan dört kardeşiz” demektedir.

22 Ağustos 1845’te dünyaya gözlerini açan Abay, annesi Ulcan’dan ziyade, babaannesi Zere’nin elinde büyüdü. Abay’ın dedesi Öskenbay (1778-1850) zeki ve adil bir Kazak Beyi idi. Adaletli yönetimi dolayısıyla, halk arasında “haklıysan Öskenbay Bey’e, haksız isen Erali Bey’e git” şeklinde bir deyim oluşmuştu. Öskenbay Bey, orta yaşlara geldiğinde, beylik yetkilerini ikinci oğlu Kunanbay’a devretti. Kendisi ise sadece oğluna zaman zaman tecrübelerini aktarmakla yetindi. Dedesi Öskenbay 1850’de öldüğünde, Abay beş yaşındaydı. Babaannesi Zere ile birlikte dedesinin cenaze merasimine katıldığı tarihi kayıtlardan öğreniyoruz.

Zere nine, çok akıllı, iyi huylu, kalp kırmaktan çekinen bir kimseydi. Ayrıca edebiyata ve şiire düşkündü. Abay’ı hikaye, masal ve destanlar anlatarak büyüttü. İşte Abay’daki edebiyat aşkı bu şekilde yerleşmiş olmalıdır. Çünkü, Abay daha çocuk yaşlarda hikaye ve destanlara ilgi duymaktaydı. Eve gelen misafirlerin bu konulardaki konuşmalarını can kulağıyla dinlemekteydi. Zere nine, torunları içinde en çok Abay’ı sever ve şımartırdı. Hatta torununu İbrahim diye adıyla değil, şımartarak Abay diye çağırmaktan haz alırdı. Böylece zamanla İbrahim isminin yerini Abay aldı. Zere nine, kocası Öskenbay’dan çok sonra, 1873 yılında öldü.

Abay’ın annesi Ulcan da (1810-1887), Zere gibi, kültürlü ve iyi mizaçlı bir kimseydi. Şefkatli ve alçakgönüllü bir karaktere sahip olan Ulcan aynı zamanda hazır cevap ve hatipti. Annesinin bu özellikleri Abay’a da geçmiştir.

Abay ilk eğitimini köyün imamı Gabithan Molla’dan aldı. 10 yaşına geldiğinde, babası Kunanbay onu Semey’deki Ahmet Rıza medresesine yatılı verdi. Abay burada dini bilgilerin yanısıra Arapça ve Farsça öğrendi. Çok zeki olan Abay dersleri hocalarının ilk anlatışında kavrardı. Böylece ders çalışmak için ayrıca bir zaman harcamazdı. Bu da onun boş vakitlerini arttırıyordu. Abay ders dışı saatlerini, edebi eserler okumakla değerlendirdi. Medrese kütüphanesindeki Doğu’nun klasikleri olan Nizami, Nevai, Saidi, Hafız ve Fuzuli’nin eserlerinden ne bulursa okudu. Gençlik döneminde yazdığı şiirlerinden birinde şöyle demektedir: “Fuzuli, Şemsi, Seyhali /Nevai, Saidi, Firdevsi /Hoca Hafiz – bu hemmesi /Medet ber ya şairi feryad.” Medresedeki üçüncü senesinde Abay, şehirdeki bir Rus okuluna devam ederek Rusça öğrenmeye başladı. Ancak, bu fazla sürmedi. O sene babası Kunanbay, Abay’ı kendisine yardımcı olması için yanına aldırdı. Kunanbay Bey, oğulları içinde kendisinin beylik işlerine en yatkın olanının Abay olduğunu fark etmişti. Böylece Abay daha 13 yaşındayken Kazak halkının idari işlerine karışmış oldu.

Abay babasının yanında Kazak halkının bir çok meselesine aşina oldu. Kazak halkının ileri gelenleriyle tanıştı. Onların sohbetinde bulundu. Özellikle, Kazak şair ve ozanlarının çalıp söylediği eserleri zevkle dinledi. Böylece Abay, Kazak halkının edebi eserlerini, örf-adetlerini, sosyal olaylarını, geçim kaynaklarını yakından öğrenmek fırsatını buldu.

Abay, duyduğu bir şeyi hiç unutmazdı. Ozanlardan ve tecrübeli aksakallardan duyduğu ilginç ve ibretli hadiseleri, kendi konuşmalarında ustalıkla kullanmasını bildi. Böylece genç yaşlarda bölgede iyi bir hatip ve şair olarak tanınmaya başladı.

Abay bu yıllarda, Semey ile bağlantısını kesmedi. Sık sık şehrin kütüphanesine giderek edebi, felsefi ve tarihi eserleri okudu. Bu sıralarda Rusça kitaplara merak sardı. Mihaelis isimli bir Rus demokrat aydını Rusçasını ilerletmesine yardımcı oldu. Böylece Abay, Puşkin, Krilov, Çernişevski, Lermantov ve Nekrasov gibi Rus yazar ve düşünürlerinin kitaplarıyla tanıştı. Aynı zamanda, Spencer, Goethe ve Byron gibi Avrupalı yazarların Rusça’ya çevrilmiş eserlerini de okumak fırsatını buldu. Bütün bunlar, Abay’ın ufkunun genişlemesine yol açtı. Okuduklarının ışığında Abay, Kazak toplumundaki sosyal ve siyasal olayları daha iyi değerlendirecek bir hale gelmişti.

Abay, kitaplar vasıtasıyla, Kazakistan bozkırlarından hiç çıkmamasına rağmen, dünyadaki siyasi ve sosyal gelişmelerden haberdar olmuştu. Böylece Çarlık Rusyasının yönetiminde halkının çektiği sıkıntıları ve geri kalmışlıkları çok iyi anlamış bulunuyordu. Özellikle halkının yerel yönetimler tarafından çok büyük haksızlıklara uğratıldığını farkediyordu. Abay, halkının uğradığı haksızlıkları azaltmak maksadıyla yerel seçimlere de katıldı. Konırkökşe ilçesindeki seçimleri kazanarak İlçe Başkanı (Bolıs) seçildi. 1876-1878 yıllarında başarılı bir yönetim sergiledi. Mazlumlara zulüm yapanlara yol vermedi. Hırsızlık ve gasp yapanları şiddetle cezalandırdı. 1885 yılında Semey Vilayeti Kazakları için ceza kanunları hazırlama komisyonuna başkan seçildi. Abay’ın başkanlığındaki komisyon Kazak örf ve adetlerine dayalı kanunları çok kısa bir sürede hazırladı. Bu durum bize Abay’ın sadece bir düşünür ve yazar değil, aynı zamanda iyi bir devlet adamı olduğunun bilgisini vermektedir.

Abay, 23 Temmuz 1904’de Cengizdağı sırtlarında Balaşakpak yaylasında vefat etti. Mezarı Semey vilayetine bağlı Abay ilçesindedir.

Abay’ın yazdığı şiirler, Rus şairlerinden yaptığı çeviriler ve nesir yazıları üç şekilde okuyucularına ulaşmıştır. Birincisi matbu eser olarak, ikincisi halk arasında ağızdan ağıza yayılarak, üçüncüsü birbirinden kopya edilen elyazmaları şeklindedir. Abay’ın şiirleri toplu olarak ilk defa, ölümünden beş yıl sonra, 1909’da kitap olarak yayınlandı. Daha sonra bu kitap, bulunan başka şiirleriyle ikmal edilerek tekrar tekrar basılarak günümüze kadar gelmiştir.

Abay’ın eserleri günümüzde iki cilt halinde basılmaktadır. Birinci ciltte onun manzum yazılarıyla çevirileri, ikinci ciltte ise nesir yazıları yer almaktadır. Abay’ın 200 civarındaki şiirlerinde ve Rus şairlerinden yaptığı manzum çevirilerde, tabiat, birlik-beraberlik, dürüstlük, bilimin aydınlığı, sevgi, aşk, yardımseverlik, ölüm, yaşam, örf-adetler, tarih ve efsane gibi çeşitli konular ele alınmaktadır. O şiirlerinde Kazak halkını geri kalmışlıktan ilerlemeye, cahillikten ilim ve bilime, tembellikten çalışmaya ve güzel huy ve ahlak sahibi olmaya öğütlemektedir. Bir şiirinde şöyle demektedir:

Allanın özi de ras, sözi de ras,
Ras söz eş vakıtta calgan bolmas.
Köp kitap keldi Alladan, onın törti,
Allanı tanıtuvga sözi ayrılmas.


Allah’ın kendisi de gerçek, sözü de gerçek,
Gerçek söz hiçbir zaman yalan olmaz.
Çok kitap geldi Allah’dan, onun dördü,
Allah’ı tanıtırken sözü ayrılmaz.

Abay nesir yazılarında felsefi düşüncelerini ortaya koyar. Sade ve etkili cümlelerle ve genellikle soru-cevap türünde kaleme aldığı bu yazılarında çocuk terbiyesi ve psikolojisi, insanın tabiatı, bilimin önemi ve yüce Mevla’nın buyruklarına uygun yaşamanın gerekliliğine işaret eder.

Abay’ın gerek manzum ve gerekse nesir yazılarındaki bazı ifadeleri o kadar etkilidir ki, onlar Kazak Türkçesinde birer vecize halini almıştır. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse:

İnsanın insanlığı akıl, ilim, iyi baba, iyi anne, iyi arkadaş ve iyi öğretmenden meydana gelir.
(Adamnın adamşılıgı akıl, gılım, caksı ata, caksı ana, caksı kurbı, caksı ustazdan boladı.)

İnsanoğlu insan oğlundan akıl, ilim, ar, huy denen şeylerle üstün olur.
(Adam balası adam balasınan akıl, gılım, ar, minez degen narselermen ozadı.)

Kötü arkadaş gölgedir. Başına talih kuşu konarsa ondan kaçıp kurtulamazsın, başına bir felaket gelirse, arayıp bulamazsın.
(Caman dos kölenke, basındı kün şalsa kaşıp kutıla almaysın, basındı bult şalsa izdep taba almaysın.)

Bütün insanoğlunu rezil eden üç şey vardır. Onlardan kaçmak gerekir: Evvela cahillik, ikincisi üşengeçlik, üçüncüsü zalimlik.
(Külli adam balasın kor kılatın üş narse bar. Sonan kaşpak kerek: Aveli nadandık, ekinşi erinşektik, üşinşi zulımdık.)

Mal tükenir, sanat tükenmez.
(Mal cutaydı, öner cutamaydı.)

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki, Abay yazılarıyla halkını devamlı iyiye, güzele ve gelişmeye, kalkınmaya teşvik etmiştir. Bunu yaparken de söz sanatının inceliklerini büyük bir maharetle kullanmıştır. Böylece sözlü edebiyatı çok zengin Kazak edebiyatının yazılı türünün oluşmasına da büyük bir katkı yapmıştır.

* Makale, Kazak Turkleri Vakfi Arman Dergisinin Aralik 2004 sayisinda (sayfa 22-24) yayinlanmistir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:48 pm

Abdi İpekçi

1929 senesinde İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini gördükten sonra Galatasaray Lisesini bitirdi. Sonra bir müddet Hukuk Fakültesine devam etti. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan'ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Bir müddet sonra da genel yayın müdürü oldu. 1961 senesinden 1 Şubat 1979 tarihine kadar aynı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikesi, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı genel sekreterliği gibi vazifelerde bulundu. 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul’daki evinin yakınlarında kimliği meçhul kişi ya da kişiler tarafından öldürüldü.

ESERLERİ
Abdi İpekçi’nin Afrika, İhtilalin İçyüzü, Dünyanın Dört Bucağından gibi eserleri vardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:48 pm

Abdullah Aymaz

1949'da Kütahya'nın Emet ilçesinin Hacımahmut köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Hacımahmut köyünde okudu. İmam Hatip Lisesi ve Yüksek İslâm Enstitüsü'nü İzmir'de okudu. Lise yıllarında Gurbet dergisinde yazıları yayınlandı. Tire ve İzmir'de öğretmenlikler yaptı. 1978'de yayınlanmaya başlayan Sızıntı dergisinde yazıları yayınlandı. Özel vakıf idareciliği ve eğitim hizmetlerinde bulundu. 1988 yılından bu yana gazetecilik yapmaktadır. İsmail Yediler, Hüseyin Bayram, Safvet Senih gibi müstear isimlerle kitaplar neşretti. Halen ZAMAN gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı ve yazarıdır. Temiz bir Türkçe, net ve açık bir ifade, "sehl-i mümteni" vasfıyla nitelendirilebilecek cümleler; Abdullah Aymaz'ın Türkçesinin belirgin karakterlerini teşkil eder.

ESERLERİ: 1- Yaratılış ve Kader, 2- Peygamberler, 3- Kaderin ilmi isbatı, 4- Ölüm ve Diriliş, 5- Kur'an ve İlimler, 6- Zeka Tomrukları, 7- Hep taze mucize, 8- İbadetlerin Getirdikleri,
9- Ruhlar ve Ötesi, 10- Şüpheler üzerine, 11- Sen Yusuf musun?, 12- Kelimeler Armonisi, 13- Hadislerin Işığında Hadiseler, 14- Onlar Yıldız Gibiydiler, 15- Duyduklarım, Gördüklerim, 16- Hatıralar Işığında, 17- Mercan Mağaraları, 18- Gaybın Haberleri, 19- Hikmet,20- Dışa Yansıyan İç Dünyamız (1-2), 21- Miraç Şehsuvarı, 22- Hücre Devleti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:48 pm

Abdulvahap Kara

19.11.1961’de Istanbul’da doğan Yard. Doç. Dr. Abdulvahap Kara, Zeytinburnu Gazipaşa İlkokulu, Abdülhak Hamit Ortaokulu ve Yeşilköy Ticaret Lisesini bitirdikten sonra, 1982’de Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Yüksek Teknisyenliği bölümünden mezun oldu. 1982-1985 Yeşilköy ****** Havalimanı Elektronik bölümünde görev yapan Kara, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü bitirdi. 1987-1988 arasında Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünde görev yaptıktan sonra, Almanya’nın Münih şehrinde bulunan Hürriyet Radyosu’na giderek, burada 1988-1995 yıllarında Kazak Türkçesi yayınlarda editör olarak çalıştı.

1995 yılında yurda dönerek Mimar Sinan Üniversitesi Tarih Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başlayan Kara, 1997’de Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “Kazakistan’da 1986 Almatı Olaylarının İçyüzü ve Etkileri” adlı teziyle Yüksek Lisans eğitimini ve 2002’de “Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Bağımsızlığı Yolundaki Mücadelesi” adlı teziyle Doktora eğitimini tamamladı.

Doktora tezi “Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi” adıyla kitap olarak basıldı ve Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2002 Biyografi dalında birincilik ödülüne layık görüldü. Türkiye’de ve Kazakistan’da yayınlanmış bir çok makalesi bulunan Kara, İngilizce, Almanca, Rusça ve Fransızca gibi batı dillerinin yanı sıra Kazakça, Özbekçe, Kırgızca gibi Orta Asya Türk lehçelerini de bilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:49 pm

Abdurrahman Dilipak

1949 Haruniye (daha önce Adanaya bağlı iken bu gün Osmaniyeye bağlı bir ilçe ve yeni adı: Düziçi) de doğdu. Annesinin adı: Fatma Pakize (Aksay), Baba adı Ali; 1 Aralık 1975 de Ankara'da, Asiye (Turgut) la evlendi. Çocukları Ali Osman(1976), Ahmet Taha(1981), Fatma Zehra(1983), Ahsen Büşra(1993).

Öğrenimi: 1969 da Konya İmam-Hatip okulundan mezun oldu, Güzel Sanatlar Akademisine girmek için resim dersleri aldı. Ancak İstanbu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arap ve Fars Filolojisine girdi ve bu arada ikiyıl okuduktan sonra İstanbul Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik Halkla İlişkiler Yüksek Okuluna kaydoldu ve 1980 de bu okuldan mezun oldu.

Çalışma ve Yazı hayatı
1964 yılında kısa süreli "Düziçinde Kasırga" isimli bir kartela gazete çıkarttı. 1969 da, D.S.İ. 6. Bölge Müdürlüğünde Arazi Elektirifikasyonu Kontrolü olarak çalışma hayatına başladı, 1971 judo antrenörü oldu, 1972 kurucu Fetih Yayınevini ve Hertür Yayın Dağıtım Şirketini kurdu, 1973 Yeni Sanat Dergisi Yayın Kurulunda yer aldı. Aynı yıl MTTB Sinema Kulübü üyesi oldu. Ardından, Burak Filim Kurucu Ortakları arasında yer aldı ve Milli Sinema Tartışmalarına Katıldı. 1977 Adım Dergisi Genel Yayın Müdürü, 1988-1990 Dış Politika Dergisi Yayın Yönetmeni, 1972-1993 Milli Gazete yazarı, 1978-93 Bazın Hicret Dergisi Genel Yayın Müdürü, Seriyye Dergisi sorumlu Yazı İşleri Midürü, 1994 Cıngar Mizah dergisinde yazar. 1993 den itibaren Akit gazetesi, 1990 dan itibaren haftalık Cuma Dergisi nde yazar, 1996-1997 Haftalık Selam Gazetesi, 1996 günlük Yeni Şafak Gazetesi, Aylık Görüş (Almanya), Aylık Pir (Almanya) dergisi, Gazete Gazetesi (Avusturalya) yazar.

TV Programları: 1993-94 Kanal 7 Ateşten gömlek, 1994-95 Kanal D Haber Yorum, 1994 Kanal 6 Haber Tartışma Programı 2x2, Kanal 6 Haber Tartışma Programı Analiz, 1995-96 Beyin Fırtınası Haber Tartışma Programı, 1995-1997 NTV Haber Programı Tartışa Tartışa, 1998 Teha ya aid, 105 yerel ve bölgesel TV den oluşan Networkde yayınlanan IQ isimli program.

Ödülleri: 1996 Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Hoşgörü Ödülü, 1997 Kombassan Hoşgörü Ödülü, 1998Human Right Watch Helman Hamlet Uluslar Arası İnsan Hakları Ödülü. Ayrıca bir çok kuruluştan şükran plaketi ve belgesi...
Askerlik: 58. Er Eğitim Tugayı Kısa Dönem 1981 Burdur
Hobi: Resim yapmak ve ****pisişik konular. İlk resim sergisi 1998-İstanbul

Üyelikler:
Düziçi Milliyetçi Gençler Derneği kurucu üye 1964-1965,Mazlum-Der İnsan Hakları Ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, TGC Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi, Dış Basın Derneği, KUDÜS Derneği, Kurucu üye 1997, 1996 TÜREV Türkiye Engelliler Vakfı 2. Başkanı, Acıbadem Faikbey Camii Yaptırma, Yaşatma, Kültür, Sanat, Çevre Derneği Üyesi.

Danışmanlıkları ve Yönetim Kurulu Üyelikleri:
1978-1980 MSP Genel Merkezinde danışman, 1978-1980 MİLA Milli Haber Ajansı Genel Müdürü, 1989-1990 İslami Çevre Hareketi Maltepe Çevre Kültürü Gurubu Üyesi, 1989-91 Panel Dergisi Yayın Yönetmeni, 1990, 1992 Yeni Zemin Dergisi Yayın Kurulu Üyesi, Mazlum-Der, İnsan Hakları Ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği Genel Başkan Yardımcısı, 1997 Kudüs ve Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği Kurucu üye, 1991 Risale, Emre, Esra, İşaret Yayınevlerinde Yayın Danışmanlığı, 1994Teha Telif Hakları Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi, 1996Spag Stratejik Planlama Araştırma Geliştirme AŞ, 1998 Seha Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Üyesi, 1997 Müsiad Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Basın Danışmanı, 1994, 1995-96 İhlas Finans İstişare Kurulu Üyesi, Türkiyede Kim Kimdir (Who is Who in Turkey) Biyografi Asiklopedisi Seçiciler Kurulu üyesi 1995

Bu güne kadar on binin üzerinde makale, 40'a yakın kitap, 2500 e yakın konferans ve 20 yağlıboya tablo...

ESERLERİ

Cumhuriyet'in Şeref Kitabı
Abdurrahman Dilipak
İşaret Yayınları / Belgelerle Yakın Tarih Dizisi

HAKKINDA YAZILANLAR

İslamcı ressam kapış kapış
Arzu AKBAŞ
Hürriyet 7 Mayıs 2001

Eskidji Müzayede Evi'nde özel bir koleksiyon, dün satışa sunuldu. Bu koleksiyonda, Faruk Cimok, Metin Akarslan, Edis Tezel, Abdurrahman Dilipak, Mahmut Kocamemi gibi Türk ressamlarının yanısıra Avrupalı sanatçıların tabloları da bulunuyordu. Müzayedede İslamcı Akit Gazetesi'nin ressam yazarı Abdurrahman Dilipak'ın 6 tablosu yer aldı. Satışa sunulan 328 tablo, 35 ile 1500 dolar arasında alıcı buldu. Dilipak'ın eserleri ise 115 dolar ile 400 dolar arasında satıldı. Abdurrahman Dilipak'ın üç tablosunu satın alan Cemal Batur adlı kişi 200'e yakın eserin de sahibi oldu. Dilipak'ın diğer üç tablosu da farklı kişiler tarafından satın alındı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:49 pm

Abdurrahman Şeref

Devlet adamı, tarihçi ve Osmanlı Devletinin son vak’anüvisti. 1853'te İstanbul’da doğdu. 1925'te öldü. İlk tahsiline Eyüp mahalle mektebinde başladı. Eyüp Rüşdiyesinde okudu. Bundan sonra 1873’te Mekteb-i Sultaniyi yani Galatasaray Lisesini bitirdi. Mahrec-i Aklam adlı mektebe umumi tarih hocası oldu. Bu vazifesinden sonra da Mekteb-i Sultanide daha sonra da, Muallim Mektebinde umumi tarih hocalığı yaptı.Daha sonra Mülkiye Mektebine müdür oldu. Burada genel coğrafya, Osmanlı tarihi, İslam tarihi, istatistik ve ahlak dersleri okuttu. Sonra da Darülfünuna devletler tarihi hocası oldu. Pekçok yerde hocalık ve müdürlük vazifeleri yaptıktan sonra, Defter-i Hakani Nezaretine, A’yan meclisi üyeliğine, Maarif Nazırlığına tayin edildi. İki defa Maarif Nazırı oldu. Bu vazifesinin yanında telif edilen eserleri tetkik komisyonu üyeliği, vak’anüvistlik, Tarih-i Osmani Encümeni Reisliği ve A’yan Heyeti ikinci reisliği gibi vazifeler verildi.

Birinci Dünya Savaşından sonra İttihat ve Terakki hükumeti iktidardan çekilince yeni kurulan Müşir İzzet Paşa kabinesinde önce Posta ve Telgraf Nazırı sonra da Devlet Şurası başkanı oldu. Salih Paşa kabinesinde önce vekaleten sonra da asaleten Maarif Nazılırlığı yaptı. Salih Paşa istifa edince açıkta kaldı. Kuvay-ı Milliye İstanbul’a gelip A’yan Heyeti kaldırılınca, Abdurrahman Şeref’in a’yan üyeliği sona erdi. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinin ikinci seçim devresinde, 1923’te İstanbul Milletvekili oldu. Ankara’ya gidip Kızılay’a başkan seçildi. Milletvekilliği sırasında hastalandı ve İstanbul’a döndü. 1925’te öldü. Mezarı Edirnekapı’dadır.
Devlet adamlığından ziyade tarihçiliği ile meşhur olan Abdurrahman Şeref, saliseden balaya kadar bütün rütbeleri kazanmıştı.

ESERLERİ

Fezleke-i Tarihi Düvel-i İslamiye (İslam Devletleri tarih özeti), Tarih-i Devlet-i Osmaniye, Fezleke-i Tarih-i Devlet-i Osmaniye, Zübdet-ül-Kısas, Tarih-i Asr-ı Hazır (Yaşadığımız asrın tarihi), Harb-i Hazırın Menşei (Birinci Dünya Harbinin sebeplerine dairdir), Sultan Abdülhamid-i Sani’ye Dair, Tarih Muhasebeleri, Umumi Coğrafya-yı Umrani, İlm-i Ahlak ve İstatistik, Lütfi Tarihi’nin sekizinci cildini hazırlamış ve Tarih-i Osmani Encümeni ve Türk Tarih Encümeni mecmualarında pekçok makaleleri neşredilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:50 pm

Abdülhak Hamit Tarhan

Tanzimat döneminde batı tesirlerini Türk şiirine sokan şair, tiyatro yazarı ve diplomat. 5 Şubat 1851’de İstanbul’da doğdu. Babası, dedesi ve soyu ilim aleminde isim yapmış şahsiyetlerdi. Dedesi Abdülhak Molla, İkinci Mahmud ile Abdülmecid Hanın hekimliğini yapmış, şiir ve tarihle uğraşmıştı. Babası Hayrullah Efendi ise, meşhur bir tarihçi ve diplomattı.

Abdülhak Hamid ilk tahsiline Evliya Hoca, Behaeddin ve Hoca Tahsin Efendi gibi özel hocaların huzurunda başladı. Özellikle Hoca Tahsin Efendinin Abdülhak Hamid üzerindeki etkisi büyüktür Daha sonra Bebek Köşk Kapısındaki mahalle mektebi ile Rumelihisar Rüşdiyesine kısa süre devam etti. Ailesi tarafından Paris’te eğitim yapması uygun görülünce ağabeyi Nasuhi Bey ile 1863 Ağustosunda Paris’e gitti. Orada özel bir koleje başladı. Kısa zamanda Fransızcasını ilerletti. 1,5 sene tahsilden sonra, yanlarına gelen babası ile İstanbul’a döndü. İstanbul’da Fransız mektebine başladı ve Fransızcasını ilerletmek için Babı ali’de tercüme odasına girdi. On dört yaşlarındayken, Tahran büyükelçiliğine tayin edilen babasıyla birlikte İran’a gitti ve 1,5 sene özel olarak Farsça dersleri aldı. Babasının 1867’de vefatı üzerine İstanbul’a döndü.

İstanbul’a döndükten sonra, önce Maliye mektubi, daha sonra sadaret kaleminde vazife yapan Abdülhak Hamid, buralarda Ebüzziya Tevfik ve Recaizade Mahmud Ekrem'le tanıştı. Sami Paşa’dan Hafız Divanı’nı okudu. Bu arada Tahran hatıralarını anlatan Macera-yı Aşk adlı ilk eserini yazdı ve meşhur Makber mersiyesini yazmasına sebeb olan Fatma Hanımla evlendi. 1876 senesinde hariciye mesleğini seçen Abdülhak Hamid Paris Sefareti ikinci katibliğine tayin edildi ve iki buçuk sene vazife yaptı. Bu arada Fransız edebiyatını yakından tanıma fırsatını buldu. Paris dönüşü bir süre açıkta kalan Abdülhak Hamid, 1881’de Poti, 1882’de Golos, bir sene sonra da Bombay başşehbenderliklerine tayin edildi. Bombay’da üç sene kaldı. Eşi Fatma Hanımın rahatsızlığının artması üzerine, İstanbul’a dönmek için yola çıktı ise de, Fatma Hanım Beyrut’ta vefat etti.
Abdülhak Hamid Bombay dönüşünde Londra elçiliği başkatipliğine tayin edildi. Fakat Zeynep isimli manzum piyesi yüzünden vazifeden alındı. Bir süre boşta gezdikten sonra edebiyatla uğraşmayacağına söz vermesi üzerine, tekrar Londra’daki eski görevine gönderildi. Bu gidişinde İngiliz olan Nelly Hanım ile evlendi. 1895 senesinde Lahey büyükelçiliğine iki sene sonra tekrar Londra elçiliği müsteşarlığına tayin edildi. Hanımının rahatsızlanması üzerine, 1900’de İstanbul’a dönen Abdülhak Hamid, 1906’ya kadar İstanbul’da kaldı. 1906’da Brüksel büyükelçiliğine tayin edildi. 1911’de hanımı Nelly’nin ölümü üzerine Belçikalı Lüsyen Lucienne Hanım ile evlendi. Balkan savaşları sırasında kabine tarafından azledilince İstanbul’a döndü. Maarif nezareti teklif edildi ise de kabul etmedi. Bir süre açıkta kaldıktan sonra ayan üyeliğinde bulundu. Mütareke yıllarında Viyana’ya gitti. Burada sıkıntılı günler geçirdi. Cumhuriyetin ilanından sonra anavatana döndü. 1928 senesinde İstanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar mebus olarak kaldı. Kendisine vatana üstün hizmet fonundan maaş bağlandı. Ayrıca belediye de, dayalı döşeli bir apartman dairesi verdi. 12 Nisan 1937’de İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’dadır.

Abdülhak Hamid, Tanzimat sonrası bütün edebi ve siyasi devirleri yaşamış bir şairdir. Tanzimatı, meşrutiyetleri ve cumhuriyeti görmüştür. Bu devirlerdeki Tanzimat, Servet-i Fünun, Edebiyat-ı Cedide, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıdı. Ayrıca uzun seneler doğuda ve batıda diplomat olarak bulunması her iki edebiyatı tanımasına sebep oldu. Bu sebeple Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirdi. İlk başlarda Tanzimat ekolünün tesirinde kalmış sonra batıyı tanıyınca, klasik edebiyattan ayrılarak batı tekniği ile eser vermiştir. Edebiyatımızın yeni bir çehre kazanmasında Recaizade Ekrem daha çok teorik yönünü işlerken, Hamid yazdıklarıyla bunu uygulamıştır. Eserlerinde batı edebiyatından bilhassa Shakespeare ve Victor Hugo’nun tesirleri açıkça görülür. Şiirlerindeki başlıca konu romantik ve felsefi düşünceler, ölüm duyguları ve insan kaderi hakkındadır. Şiirlerinde pekçok yabancı kelime vardır. Batı yazarlarından etkilenerek yazdığı dramalar Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur. Kendisine son zamanlarda Şair-i azam (en büyük şair) ünvanı verilmiştir.

ESERLERİ

Abdülhak Hamid’in eserleri iki grupta toplanmaktadır:
Şiirleri: Makber, Ölü (1885), Kahpe (1885), Bala’dan Bir Ses (1911), Validem (1913), Yadigar-ı Harb (1913), İlham-ı Vatan (1918), Tayflar Geçidi (1919), Garam (1919), Yabancı Dostlar (1924).
Tiyatroları: Hamid’in tiyatroları mensur ve manzum olmak üzere iki kısımdır. Mensur tiyatroları: Macera-ı Aşk (1873), Sabrü Sebat (1875), İçli Kız (1875), Duhter-i Hindu (1876), Tarık yahut Endülüs’ün Fethi (1879), İbn-i Musa (1880), Finten (1898). Manzum tiyatroları: Nesteren (1878), Tezer (1880), Eşber (1880), Sardanapal (1908), Liberte (1913).

MAKBER’den

Eyvah! Ne yer ne yar kaldı.
Gönlüm dolu ah u zar kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede, gelip ezelden,
Ben gittim, o hak-sar kaldı.
Bir guşede tarumar kaldı.
Baki o enis-i dilden eyvah,
Beyrut’ta bir mezar kaldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:50 pm

Abdülhamit Avşar

Ailesi 1961 yılında Doğu Türkistan'dan Afganistan'a göç etti. 1964 yılında Afganistan'da dünyaya geldi. Ailesi 1965 yılında Türkiye'ye gelerek Kayseri'ye yerleşti. İlk ve orta öğrenimini Kayseri'de tamamladı. 1986 yılında Marmara Üniversitesi Basın-Yayın Yüksek Okulu (İletişim Fakültesi) Radyo-Televizyon Bölümünden birincilikle mezun oldu. Okul sırasında Yeşilçam'da bir süre çalıştı. 1987 yılında TRT'ye prodüktör olarak girdi. Çeşitli drama, belgesel ve kuşak programların yapım ve yönetimini üstlendi. Kimi yurt dışı toplantılarda TRT'yi temsil etti. Halen TRT'de prodüktörlük görevini sürdürüyor. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi SBF Siyaset Bilimi ana bilim dalında master yaptı. Şu anda da aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler bölümünde Orta Asya üzerine doktora yapmaktadır. Türkiye'de basın siyaset ilişkilerini ele alan "Serbest Cumhuriyet Fırkası" adlı yayınlanmış bir eseri olan Abdulhamit Avşar'ın çeşitli dergilerde de zaman zaman makaleleri yayınlanmaktadır. İngilizce'nin yanı sıra Uygurca ve Özbekçe başta olmak üzere çeşitli Türk lehçelerini okuyup konuşabilen A. Avşar evli ve iki çocuk babasıdır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Birsad üyesi ve Basın Birliği Derneğinin yönetim kurulu üyesidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:50 pm

Abdüllatif Benderoğlu

Abdüllatif Benderoğlu
/gazeteci/yazar/
1937’de Tuzhurmatu’da doğdu. Bir demircinin oğlu-dur. İlk ve orta öğrenimini Tuzhurmatu ve Kerkük’te yapmıştır. Kerkük’teki Irak petrol şirketinin teknisyen okulunda üç yıl okuduktan sonra 1956’da siyasi sebeplerden ötürü okuldan atılmıştır. Okuldan atıldıktan sonra kimi şirketlerde teknik ressam olarak çalışmıştır. 1964’te siyasi faaliyetlerinden dolayı Irak’tan ayrılmak zorunda kalan Benderoğlu, önce Lübnan, sonra Yunanistan, daha sonra da Bulgaristan’a gitmiş, Sofya’da yayınlanan Türkçe gazete ve dergilerde yazdığı şiirler-le hayatını sürdürmüştür. 1965’te yurduna dönen Benderoğlu, 24 ocak 1970’te Irak Türklerine kültürel hakların tanınması üzerine Kerkük ve Kuzey Bölgesi İrşad Müdürlüğüne atandı. Üç ay bu görevde kaldıktan sonra Irak Tanıtma Bakanlığına bağlı Türkmen Kültür Müdürlüğü ve haftalık Yurt gazetesinin genel yayın yönetmeni oldu. Şair Türklerin yaşadığı bir çok ülkede, bu meyanda Yunanistan, Yugoslavya, Bulgaristan, Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan’da bulunmuştur. Benderoğlu yaptığı hizmetler dikkate alınarak Bakü Memmed Emin Resulzade Üniversitesi tarafından 1992’de fahri doktorlukla ödüllendirilmiştir. Benderoğlu 2000 yılına kadar Yurt gazetesinin redaktörlüğünü yürütmüştür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:50 pm

Aclan Sayılgan

HAKKINDA YAZILANLAR

Aclan Sayılgan öldü
Radikal 07 Eylül 2001

AA - İZMİR - Devlet Tiyatrosu'ndan emekli oyuncu Aclan Sayılgan İzmir'de öldü. Sayılgan 77 yaşındaydı. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nü bitirdikten sonra Devlet Tiyatroları'nda oyuncu ve yönetmen olarak görev alan Sayılgan'ın 'Türkiye'de Sol Hareketler Tarihi' isimli bir araştırma kitabı ile 'Tutuklama' ve 'Deprem' adlı romanları bulunuyor. Sayılgan, dün İzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesi'ndeki törenden sonra Hamidiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.


X
Aclan Sayılgan Celal Öcal
Orkun 45.Sayı

"Bir pınarın serin sularına giden biri gibi Komünizm'e gittim ve boğulmuş cesetlerin ve sel basmış şehirlerin enkazı ile zehirlenmiş bir nehirden tırmanarak çıkan biri gibi komünizmi terkettim" diyen ARTHUR KOESTLER'e benzer şekilde Türkiye'yi Sovyetler Birliği'ne bağlı bir sözde cumhuriyet yapma eylemlerinin olanca şiddetiyle hüküm sürdüğü yıllarda bir tiyatro sanatçısı eserleriyle bu tehlikeye dikkat çekiyor, Sovyet devrimi gibi Türkiye'de de kan dökmekten çekinmeyen insanlara, şuursuzca bu eylemlere destek verenlere, Sovyetler Birliği'ni, Marksizmi, Sultan Galiev'i, İhtilâlin önce kendi adamlarını nasıl yediğini anlatıyordu.

Kendis iyle gazetelerin adından çok bahsettiği, Tarık Buğra'nın meşhur eseri "Ayakta Durmak İstiyorum" tiyatro oyununun İzmir'de sergilenmesi nedeniyle tanışmıştım. Macar İhtilâli'ni konu alan bu oyunda, Sovyet işgaline karşı yurtlarını savunan Macarlar anlatılıyordu. İçine girdiği Komünist örgütlerin iç yüzünü anlayınca bu büyük tehlikeye dikkat çeken eserler verdi.

Geçen zaman, onun düşüncelerinin ne kadar haklı olduğunu gösterdi.

Aclan Sayılgan'ın, sağlık ve çeşitli sebeplerle 1970'den sonra yeni eserler meydana getirememesi kaybımız oldu. Oysa Sovyetler Birliği'nin dağılmasının, Türkistan Türk Cumhuriyetlerinin oluşumunun, cezaevi isyanlarıyla kendi militanlarını yakarak ölüme götüren sol terör örgütlerinin durumunu yaşadığı tecrübelerin ışığında Aclan Bey'in değerlendirememiş olması büyük eksiklikti.

Aclan Sayılgan 1924 yılında İzmir'de doğdu. 5 Eylül 2001'de İzmir'de vefat etti. Basınımızın eski tüfek sanat eleştirmenleri Aclan Bey'e duyarsız kalarak tepkilerini gösterdiler.

Hizmetlerini saygı ve rahmetle anıyoruz.

Eserleri:
1- İnkâr Fırtınası (1962) Otobiyografi.
2- Tutuklama (Roman)
3- Deprem (Roman)
4- Yeni Sol
5- Ansiklopedik Marksist Sözlük
6- Bizim Radyo ve Operlörleri
7- Marksist Diyalektiğin Sonu
8- Soldaki Çatlaklar
9- Soldaki Bitmeyen Kavga
10- Mazlum Milletler Karşısında SSCB-Sultan Galiev
11- Yunanistan Buhranı
12- Solun Doksan Dört Yılı (1. Baskı)
13- Türkiye'de Sol Hareketler (2. Baskı Hareket Yayınları, 3. Baskı Otağ Yayınları)
14- Dünyayı Saran Tehlike
15- Parazit
16- Gölgenin Bitimi (Mehmet Soğuksulu) Hâkimiyet Gazetesi, tefrika
17- Kabahat Kimde Çehreler
18- Lenin'in Kadavrası (imzasız).

Ayrıca, çok sayıda basılmamış tiyatro oyunları bulunmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:51 pm

Adil Hikmet Bey

ESERLERİ:
1.Asya'da Beş Türk
Adil Hikmet Bey
Ötüken Neşriyat / Kültür Serisi

Tarihler 1914'ü gösterdiğinde dünya üzerinde bir cihan savaşının kopacağını gösteren bulutlar dolaşıyor ve ilgili devletler savaş hazırlıklarını son hızla sürdürüyorlardı.Devlet-i Aliye'yi Osmaniye'de iktidarı kesin olarak ele geçirmiş olan İttihat ve Terakki Fırkasının en etkili mensubu harbiye nazırı ve Erkan-ı Harbiye-yi Umumiye Reisi (daha sonra başkumandan vekili de oldu) Enver Paşa idi. Enver Paşa bir taraftan oduyu ıslah ederken, diğer taraftan propaganda faaliyetlerini yürütmek üzere Teşkilat-ı Mahsusa isimli bir istihbarat teşkilatı vücuda getirmişti.

Başarısız kalan Osmanlıcılık politikasını bırakıp Türkbirliği ve İslambirliği politikalarına sarılan Enver Paşa, Teşkilat-ı Mahsusa'nın mensuplarını bütün Türk ve İslam ülkelerine salmıştı. Bu meyanda beş kişiyi de 1914'te Hindistan üzerinden Türkistan'a göndermişti. (Daha önce de Ahmet Kemal İlkul, Talat Paşa tarafından öğretmen olarak Doğu Türkistan'a yollanmıştı. İlkul'un hatıraları 1997'de Ötüken Neşriyat tarafından yayılanmıştır). Bu beş kişi 1916'daki büyük Türkistan isyanının bir safhası olan Kırgızların başlattığı Yedisu isyanını idare etmiş ve Ruslara büyük zayiat verdirmiştir. Yedisu isyanının Erkan-ı
Harbiye Reisliğini('kurmay başkanlığını) yürüten piyade yüzbaşısı Adil Hikmet Bey, hatıralarını 1928 yılında, Arap harfleriyle Cumhuriyet gazetesinde neşretmiştir. Dr. Yusuf Gedikli bahsi geçen hatıraları Latin harflerine aktarmış ve notlarla şerh edip bu eseri meydana getirmiştir. Tarihe ışık tutan bu eserin de İlkul'un eseri gibi okuyucularımız ilgisini çekeceğine inanıyoruz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:51 pm

Adnan Binyazar

7 Mart 1934 yılında Diyarbakır'da doğdu. Dicle Köy Enstitüsü'nü, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü bitirdi. Çorum ve Maraş İlköğretmen okullarında, Ankara Hacettepe Üniversitesi Temel Bilimler Yüksekokulu'nda, Gazi Eğitim Enstitüsü'nde, Şentepe Lisesi'nde, Devlet Konservatuarı'nda, İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu'nda öğretmenlik yaptı. Türk Tarih Kurumu'nda görev aldı. 1978 yılında Kültür Bakanlığı Tanıtma ve Yayınlar Dairesi başkanlığına getirildi ve bu görevi sırasında Ulusal Kültür ve Çeviri dergilerinin sorumlu yönetmenliğini yaptı. Türk Dil Kurumu Yayın kolu başkanlığına seçildi. 1981 yılında gittiği Berlin'de Eğitim Senatosu'nda çalışırken, İncila Özhan'la birlikte 6 ciltlik Türkçe/Dil ve Okuma Kitabı'nı ve bu çalışmalara yönelik bir Öğretmen Kılavuzu'nu hazırladı. Gymnasiumlar için Türkçe Müfredat Programı hazırlama kurullarına başkanlık yaptı. İsveç ve İsviçre'de öğretmen yetiştirme projelerinde görev aldı.

Binyazar, toplumcu düşünce ilkesiyle yazdığı deneme ve öznel eleştirilerini Toplum ve Edebiyat, Kültür ve Eğitim Sorunları, Ağıt Toplumu, Ozanlar Yazarlar Kitaplar adlı kitaplarında topladı.

Binyazar'ın öteki kitapları ise Yazmak Sanatı (Emin Özdemir'le birlikte), Dede Korkut, Cumhuriyet'in 50 Yılında ****** Yolunda 40 Yıl, Aşık Veysel, Yazın ve Bilim Dilimiz, (Metin Öztekin'le birlikte), Yazılı Anlatım Bilgileri (Emin Özdemir'le birlikte), Kan Turalı, Türk Dilinde 25 Ünlü Eser, Dedem Korkut/Vier attürkische Nomadensagan (Türkçe-Almanca), Yaralı Mahmut, 15 Türk Masalı, Öğretmen Kılavuzu, Halk Anlatıları. Eleştirilerinde kalıpların, kuralların içine sıkışıp kalmayan Adnan Binyazar, Türk dili ve yazınının tutkunlarından. Binyazar'ın eleştiriye bakış açısı, "Bir gün bir adam bana Marksist dedi. Ben de döndüm adama dedim ki siz bana Marksist diyerek aslında iltifat ediyorsunuz. Çünkü bir adamın Marksist olabilmesi için bütün klasik felsefeyi bilmesi lazım. Dünya ekonomisine hâkim olması, çağdaş düşünceyi temsil edecek düzeyde olması lazım. Benim için bunlar hayal; böyle olmaya çaba gösteriyorum, keşke olsam," sözleriyle anlam kazanıyor. Binyazar, yalın, içten, duyarlı ve gösterişsiz yazımıyla deneme türüne de yeni bir boyut kazandırmıştır.

Adnan Binyazar, Masalını Yitiren Dev adlı anı-romanında yoksulluk içinde geçen çocukluk dönemini anlatıyor. Ancak 14 yaşında ilkokula gidebilen Binyazar, yaşamla verdiği dişe diş mücadeleyi, abartıya, duygusallığa yer vermeden paylaşıyor okurla. Kendisi küçükken ayrılan annesiyle babası arasında kalan paramparça çocukluğu, İstanbul'da kimsesiz sokaklarda kalışı, pazarlarda hamallık, fabrikalarda işçilik dönemi, öldüresiye döven ustasının yaşattığı acılar, Binyazar'ın köy enstitüsüne adım atmasıyla son bulur. Binyazar, Ağın-Diyarbakır-Elazığ-İstanbul ekseninde geçen çocukluk yıllarını kaleme alırken o yılların Türkiyesi'ne ve yaşam biçimlerine de ayna tutar aynı zamanda. Diyarbakır'da bir genelevin bitişiğindeki bir avluda birlikte yaşadığı Haco Bibi, Möho, Zeko Bibi, Valentino, Leylo... birer roman kahramanı gibi canlanır.

Adnan Binyazar, özyaşamöyküsü için Masalını Yitiren Dev adını seçmesini, "Çocukluk bir dev masalıdır. Masalı bozulmuş çocukluk neyse masalını yitiren dev de odur. Birbirlerini yitirdiklerinde çocukluk devin, dev çocukluğun büyüsünü bozar. Büyüsü bozulan çocuk ise yaşamı boyunca masalını arayan bir dev gibi savrulup durur," diye açıklıyor. Binyazar, Masalını Yitiren Dev'de 'kendi açtığı kuyusunun içine dalarak' yaşadıklarına yazınsal anlamda sahip çıkıyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:51 pm

Agatha Chiristine

Agatha Christine 1926'da altınca romanı olan Roger Ackroyd Öldürüldü yayınlanana kadar tanınmış bir isim olmadı-bu roman yalnız onun degişisik tipi Hercule Pairt'yu ortaya cıkarmakla kalmadı, tamamen farklı cinayet ağıyla dedektif romanlarında bir devrim yarattı. İngiltere'nin kırsal kesimlerinden Torquay'da dogan ve bu bölgenin özelliklerini romanlarında kullanan Christie bütün yaşamı boyunca, en fazla Orta Doğu'ya olmak özere bir çok yolculuk yaptı, bu da romanlarının bir kısmında kendini gösterir. Poirot'nun yanı sıra Miss Jane Marple'ı da yarıttı, bu kişilik Mrs McGillcuddy Ne Gördü gibi bazı romanlarında cinayetleri çözdü. Christie romanlarının yanında Fare Kapanı ve Davanın Tanığı gibi oyunlar da yazdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:52 pm

Ahat Andican

Prof.Dr. Ahat ANDİCAN,1950 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1968 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne girdi ve 1974 yılında doktor oldu. Askerlik görevini bitirdikten sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı'na asistan olarak girdi. 1980 yılında Genel Cerrahi Uzmanı, 1984 yılında Doçent ve 1991 yılında profesör olarak akademik kariyerini sürdürdü. Bu alanda basılmış 2 kitabı ve çok sayıda makalesi vardır.

Dr. Andican, mesleki çalışmalarının yanında Türk Dünyası, Doğu Bloku ve Türk ilişkilerinin kurulmasında görev aldı. Bu konularla ilgili "Değişim Sürecinde Türk Dünyası" isimli yayımlanmış kitabı vardır.

1995 seçimlerinde Anavatan Partisi'nden İstanbul Milletvekili seçildi. 1996 Genel kongresinde MKYK Üyeliği'ne seçildi ve Basın ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na getirildi. 30 Haziran 1997'de kurulan Mesut Yılmaz Hükümetinde Türk Cumhuriyetleri ve Türk Toplulukları ile ilişkilerden sorumlu Devlet Bakanlığı ve Hükümet Sözcülüğü görevini yürüttü. 2003 yılında Cedidizm’den Harice TÜRKİSTAN MÜCADELESİ isimli eseri yayınevimizce yayınlanmıştır. 1998-2001 Yılları arasında Basın ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. Prof.Dr. Ahat ANDİCAN, evli ve iki çocuk babasıdır.

Emre Yayınları'nda Çıkan Eserleri :
1- Değişim Sürecinde Türk Dünyası
2- Cedidizm' den Bağımsızlığa
Hariçte TÜRKİSTAN MÜCADELESİ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:52 pm

Ahmed Cavid Paşa

1840 yılında Kafkasya'da Vubıh (Soçi) yöresinde doğdu. Büyük Çerkes sürgününde (1864), yüz binlerce soydaşı gibi o da ailesi ile birlikte Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldı. Bandırma'nın Çinge köyüne yerleşti. Aile adı Therkhet'dir.

Yurdunu kaybetmenin ve feci sürgünün getirdiği tüm acılara karşın, bir yandan Türkçe öğrenmeye çalışırken İstanbul'dan getirttiği kitaplarla kendi kendini yetiştirerek yeni ülkeye ve yaşama uyum sağladı. Daha sonra İstanbul'a giderek memurluk yaptı. Çeşitli devlet memurluklarında bulunduktan sonra, Suriye'de Suveyde, sonradan Bandırma, Yenipazar, İstanköy, Humus ilçelerinde Kaymakam olarak görev yaptı. İstanbul'da Zabtiye Nezareti'nde çeşitli görevlerde bulundu. Mirmiran rütbesiyle sivil Paşa rütbesi verilerek Pizren, Ergiri ve Şarkikarahisar'da da mutasarrıflık yaptıktan sonra emekli oldu. İstanbul'a dönerek Üsküdar'da yerleşti.

Kaybettiği yurdunun özlemini çeken ve soykırıma uğratılan halkının acılarını dindirmek için yaşamı boyu elinden gelen herşeyi yapan Therkhet Ahmed Cavid Paşa, 1897 yılında, hazırladığı Arap harfli Adige alfabesini litograf (taşbasması) ile gizlice bastırarak Çerkes folklor ve edebiyatından derlemeler yapmaya girişti. Bu bakımdan Türkiye'de Adige dilinin alfabesini ilk kez düzenleme onuru ona aittir.

Namık Kemal'in kişisel dostu olan Ahmed Cavid Paşa, Zabtiye Nezareti'nde şube müdürü olarak bulunurken onun Avrupa'ya kaçmasına da yardımcı olmuştu. Osmanlı Devleti'nde 1908'de ikinci kez Meşrutiyet yönetiminin yürürlüğe girmesi üzerine, merkezi İstanbul'da olmak üzere kurulan "Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti"nin kurucuları arasında yer aldı ve ölünceye kadar bu cemiyette başkanlık görevlerinde bulundu. Evvelce litografla ve gizlice bastırmış olduğu Çerkes (Adige) Alfabesi'ni 1909 ve 1910 yıllarında iki kez daha bastırdı. "Adige Yani Çerkes Lisanının Söylenişi Yazılışı" (İstanbul 1911) ve "Arab Cerf" (Arap Sarfı-Grameri) adlı Adigece-Türkçe iki de broşür yayınladı. Osmanlı basınında, Çerkes sürgünlerinin durumunu belirtip onların yerleştirilme şeklindeki aksaklıklardan yakınan, onlara daha uygun toprak ve otlaklar verilmesi için Dahiliye Nezaretinin (İçişleri Bakanlığı) dikkatini çeken yazıları da yayınlanmıştır. "Çerkes İttihad ve Teavun Cemiyeti'nin organı olan "Qhuaze" (Rehber) gazetesinde Çerkes halk edebiyatından derlemelerini yayımlamış,Mehmet Ali Pçıhaluk ile birlikte hazırladığı Çerkesce-Türkçe Sözlük de bu gazetede kısmen yayımlanmıştır.

30 Ekim 1916'da İstanbul'da ölmüş olup mezarı Selimiye Camii haziresindedir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:52 pm

Ahmet Almaz

Anamur’da doğdu. İlkokulu Anamur’da bitirdikten sonra Ortaokul ve liseyi Konya, Ceyhan ve Adana’da tamamladı, 1993 yılında başladığı lisans eğitimini 1998 de bitiren Ahmet Almaz ilk çalışması olan “Yıldızların Doğuşu” Gonca Yayınevi tarafından 1997 yılında yayınlandı.
Lisan eğitimi sonrasında Hasan Celal Güzel’in editörlüğünü yaptığı “Osmanlı” projesinde yer alan Ahmet Almaz “Yeni Avrasya” dergisi ve Ak Parti Genel Merkezi Dış İlişkiler Başkanlığı’nda görev yaptı. Biyografi.Net başta olmak üzere çeşitli dergilerde makaleleri yayınlanan Ahmet Almaz’ın diğer çalışmaları şunlardır:
Çocuklara Altın Öğütler/ Çocukların Vazifeleri, Ahsen Yayınları 2001
Tarihin Esrarengiz Bir Sahifesi/ “Dönmeler” ve “ Dönmelerin Hakikati”, Kültür Yayıncılık ve Dağıtım 2002
Karahanlılar Tarihi, Oku Yayınları 2003
Büyük Gazi’nin Hatırat Sahifeleri / ******’ün Hatıraları, Oku Yayınları 2003
Fergana Güzeli, Bilge Yayınları 2004
Abbase Sultan, Bilge Yayınları 2004
17 Ramazan Suikasti , Bilge Yayınları 2004
Nevzat Yalçıntaş’tan Tarihe Notlar / Irak’ta Neler Oluyor “Yalanların Dansı” ve”Komplo”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:52 pm

Ahmet Buran

Prof. Dr. Ahmet BURAN Kaynakçası

Kitaplar:

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Harput’tan Hazar’a Elazığlı Şairler, Elazığ belediyesi yay. Elazığ 2006 ( Doç. Dr. Ali Yıldırım ve Y. Doç. Dr. Tarık Özcan ile)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Nimri Dede, Hayatı ve Şiirleri, Manas Yay. Elazığ 2006

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Mehmet Bedri Yücesu, Hayatı ve Şiirleri, ManasYyay. Elazığ 2006 (Ali Yıldırım ile) (Yayına hazır)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Türkiye Türkçesi Ağızları, Arkış Yay. Elazığ 2006 (Ercan Aklaya ve Fatih Özek ile) Yayına hazırlanıyor.

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Saatname, ………… (Yayına Hazır)

Makaleler:

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Türkiye’de Standart Dil Yaratma Çabaları ve Kürtçe, Muzaffer Özdağ Armağanı, C. 4. 2003, s….

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Konuşma Dili-Yazı Dili İlişkileri ve Cumhuriyet Devrinde Yazı Dilinin Ağızlardan Aldığı kelimeler Üzerine Bir Değerlendirme, Zeynep Korkmaz Armağanı, TDK yay. Ankara 2004, s. 80-102

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Türkçe Saatnameler ve Hibetullah İbni İbrahimin Saatnamesi, Jurnal of Turkic Civilization Studies, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, No 1 / 2004, s.263-281

Prof. Dr. Ahmet BURAN, The Role Of Kyrgyz and Russian Languages in Political Realities of Kyrgyzistan, Dialogue (Berween Civil Society and Government in Kyrgyzistan), January 2004, s.30 (dil tartışmasında bir bölüm)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Kırgız Tili Söylönböy Kalsa Ölöt, Zaman Kırgıztan, 2 Aprel , 2004 Cıl, s. 19

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Karma Diller, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Sosyal Bilimlere Dergisi, Sayı 13, 2005, s. 79-87
(Aynı yazı, Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi Tuncer Gülensoy Özel Sayısında da yayınlanacak)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Kırgızistan’daki Dillerin Bugünü ve Geleceği, Türk Yurdu, Sayı 216, Agustos 2005, s. 31-32

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Türk Tilderinde “Mayram” Sözünün Manilik Çöyrösü Cana Tekteşlik Baylanışı, Til Cana Kotormo, Cilt 1 /2005, s.38-40 (Çin/ Uygur Özerk Bölgesi)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Kavran Alanı- Kelime Alesi İlişkileri Bakımından Türkçede Bayram, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Armağanı………….. (yayınlanacak)


Bildiriler:

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Cumhuriyet ve Dil, Türkiye Cumhuriyetinin 80. Yılı Bilgi ve Kültür Şöleni, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, 29 Ekim 2003, Bişkek / Kırgızistan (yayınlanmadı)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Türkiyadağı Dialektologiyalık Zertteuler men Türkitanudağı Diyalektologiyalık Meseleleri, Sersen Amancalov Cene Kazirki Kazak Filologiyasının Özekti Meseleleri Konferentsiyası, A. Baytursınulı Atındağı Til Bilimi İnstitutı, 25 Kasım 2003, Almatı /Kazakistan (yayınlanmadı)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Prosses Osvokniya i Obuçeniya Rodnogo i Nirodnıx Yazıkov Vı Kırgızstane, ICANAS XXXVII, (Mejdunarodniy Kongress Vostokovedov, 16-21 Avgusta 2004, Moskova/ Rusya (yayınlanmadı)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Çok Dilli Toplumlarda Dil ve İletişim Sorunları- Kırgızistan örneği, 1. Uluslar arası İpek Yolu Tarih ve İletişim Smpozyumu, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, 17-18 Mayıs 2004, Bişkek/Kırgızistan (yayınlanmadı)
(Ayrıca aynı sempozyumda oturum başkanlığı)

Prof. Dr. Ahmet BURAN, 2. Uluslararası Türk Uygarlığı Kongresi, Kırgızistan -Türkiye Manas Üniversitesi, 4-6 Ekim 2004 Bişkek/ Kırgızistan (oturum başkanlığı)

Tezler: (Yüksek Lisans)

Süleyman Kaan Yalçın, İlköğretim 1. ve 5. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarındaki Sözvarlığı Unsurlarının Eğitsel Açıdan Değerlendirilmesi, Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 2005, XVII +245 s. (Danışman: Prof. Dr. Ahmet BURAN)

Gülzada Narmamatova, Sanat-ı Digerestter,(Metin-İnceleme-Dizin) Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bişkek 2005, XII +221 + 38
(Danışman: Prof. Dr. Ahmet BURAN)

Işın Bilge Kağan Selçuk, Oş İli Özgön İlçesi Köylerinde Yaşayan Türklerin Ağızları ( İnceleme-Metin-Sözlük), Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bişkek 2005, V + 123

Panel-Konferans:

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Eğitim ve Bilim Dili Olarak Kırgızca, Baytik Atındagı Orto Mektep, 15 Mayıs 2004 Bişkek/Kırgızistan

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Orta Asya’daki Kültür ve Uygarlıkların Araştırılması Projesi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, 29 Eylül 2005, Ankara

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Dünyadaki Son Gelişmeler Karşısında Türk Dilinin Geleceği, Fırat Üniversitesi, ……….. Elazığ

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Türkiye’de Dil ve Kimlik Sorunları, Aydınlar Ocağı, …………….Malatya

Prof. Dr. Ahmet BURAN, Kırgızistan İzlenimleri, TİSAV Elazığ Şubesi,……….. Elazığ

Radyo-Televizyon Konuşmaları

Kırgız Dilinin ve Kırgızların Bugünü ve Geleceği (Azatlık Radyosu )
Eğitim-Kültür ve Devlet Dili Olarak Kırgızca(BBC radyosu)


Çalışma Grupları:
Kişi Adları Çalışma Grubu(TDK)
Derleme Sözlüğü Çalışma Grubu(TDK)
Veteriner Terimleri Sözlüğü Çalışma Grubu (TDK)
Su ürünleri Terimleri Sözlüğü Çalışma Grubu (TDK)

Proje:

Orta Asya’daki Kültür ve Uygarlıkların Araştırılması Projesi ( Proje Yürütücüsü)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:52 pm

Ahmet Davutoğlu

1959 yılında Taşkent'te doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde tamamladı. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Siyaset Bilimi Bölümlerinden mezun oldu. Aynı üniversitenin Kamu Yönetimi Bölümünde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde doktorasını tamamladı. 1990-1995 yılları arasında Marmara Üniversitesi'nde çalıştı. 1993'te doçent, 1999'da profesör oldu. Halen Beykent Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanlığını yürütmektedir.

ESERLERİ

Stratejik Derinlik / Türkiye'nin Uluslararası Konumu
Ahmet Davutoğlu
Küre Y.
Türkiye'yi çevreleyen yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta havzaları, coğrafi olarak dünya anakıtasının merkezini, tarihî olarak da insanlık tarihinin ana damarının şekillendiği alanları kapsamaktadır. Soğuk savaş sonrası dönemin getirdiği dinamik uluslararası ve bölgesel konjonktürde en yakın havzasından başlayarak dışa açılması kaçınılmaz olan Türkiye'nin stratejik derinliğinin yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta bağlantıları ile yeniden tanımlanması ve bu derinliğin jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel boyutlarının dış politika parametreleri olarak kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Modernite Avrupa-merkezli bir tarihî sürecin eseriydi; küreselleşme ise kaçınılmaz bir şekilde başta Asya olmak üzere bütün insanlık birikimini tarihin akış seyrinde tekrar devreye sokacak unsurlar taşımaktadır. Tarihî birikimi etkin bir açılıma temel sağlayacak toplumların öne çıkacağı bu süreçte Türkiye Tarihî derinliği ile stratejik derinliği arasında yeni ve anlamlı bir bütün oluşturma ve bu bütünü coğrafî derinlik içinde hayata geçirme sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Stratejik açıdan mihver bir ülke olan Türkiye, bu sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi durumunda, yeni dengelerin oluşacağı daha istikrarlı uluslararası konjoktürlere daha uygun şartlarda giren merkez bir ülke konumu kazanacaktır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:53 pm

Ahmet Ertürk

HAKKINDA YAZILANLAR

'TMSF Başkanı Ahmet Ertürk komando kampında imamdı'

Araştırmacı İsmail Nacar, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ün gençliğinde anti-komünist bir komando kampında imam olarak görev yaptığını söyledi. Nacar'ın da bulunduğu kampta tek tip mavi gömlekler giyiliyordu

Ahmet Erhan Çelik - Ankara

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk'ün gençliğinde anti - komünist bir komando kampında "imam" olarak görev aldığı ortaya çıktı. Ertürk gibi Malatyalı gençlerin katıldığı kamp 1969 yılında kuruldu. Gençlerin uzun kollu ve yakasız tek tip mavi gömlekler giydiği kampın, "silahlı eğitim" aşamasında dağıtıldığı öğrenildi.

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, bu konudaki sorumuza şu yanıtı vardı: "Bunlar kişisel konulardır. Evet ya da hayır demem. Değerlendirme yapmam gerekirse felsefi çerçeveyi koruyarak ben yaparım."

Ertürk'ün geçmişiyle ilgili açıklamalar, "Biz ağabey - kardeş gibiydik" diyen araştırmacı İsmail Nacar'dan geldi. Nacar, Ertürk'ün, "Erbakan İslamcılığı Türkiye'ye yapılmış kötülüktür" başlığıyla 17 Temmuz tarihli Milliyet Business'ta yayımlanan açıklamaları üzerine konuşma kararı aldığını belirterek, "Ertürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Korkut Özal'ın tepkisini çekmemek için geçmişini saklamaya çalışıyor" diye konuştu. Nacar, sorularımıza şöyle yanıt verdi:

'Haksızlık ediyor'

Ertürk'ün komando geçmişiyle ilgili neden açıklama yapıyorsunuz?

Milliyet Business'taki söyleşiyle ilgili bana çok telefon geldi. Gazeteyi okuduğumda da dünyam başıma yıkıldı. Ömrümüzü idealizm için harcadık. Ama gelinen noktada TMSF gibi mazlumların hakkını koruması gereken bir kurumun başındaki insan mevcut konumunu korumak için hak ölçülerini unutarak geçmişine ve insanlarına haksızlık ediyor.

Siz o söyleşide Malatya Hareketi'ni soruyorsunuz ama Ertürk hareketin fikri lideri Sait Çekmegil'in adını saklıyor. Çünkü bu hareket tasavvuf karşıtıdır. Ertürk, tasavvuf ve tarikatla yoğrulmuş Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Korkut Özal'ın tepkisini çekmemek ve yerini korumak amacıyla hem Çekmegil'in adını söylemiyor hem de doğruları anlatmıyor.

Bilinmeyen kitap

Sait Çekmegil adı ne ifade ediyor?

(Ertürk) Çekmegil ismi duyulduğunda İskenderpaşa ve İsmailağa dergâhlarında hakkımda şüphe uyanır diye düşünüyor. Çekmegil, Ecevit'ten Demirel'e, Erbakan'dan Özal'a bir çok liderden iltifat gören itibarlı bir fikir adamıydı.

Ama hurafelere ve Erbakan İslamcılığına karşıydı. Biz 4 üniversiteli olarak 1974 yılında "Çekmegil'in Eseri Neyi Anlatır?" adıyla bir kitapta yayımladık. O üniversiteliler arasında Ertürk de vardı. Ertürk de Çekmegil'le birlikte anılan Malatya ekolünden gelir.

'Kampı yüzbaşı kurdurdu, mavi gömlekliler denildi'

Komando kampını nerede, nasıl kurdunuz?

Kampı komünizm tehlikesine karşı sonradan yüzbaşı olduğunu öğrendiğim bir askerin telkinleriyle 1969'da Malatya'da kurduk. Kamp, Malatya'dan Elazığ'a giderken tepeyi aştığınızda solda tepede ağaçlık bir yerdi. Kampa katılan gençlere Mussolini'nin kara gömleklilerinden esinlenerek mavi gömlekler diktirdik.

Kampın imamı olarak da Ahmet Ertürk'ü tayin ettim. Vücudu zayıftı ama güzel Kuran okuyordu, kamptaki gençlere namaz kıldırıyordu. Ben o zaman 19, Ertürk ise 17 yaş civarındaydı. Ama iş silahlı eğitime geldiğinde kampı dağıtma kararı aldık. Ertürk'ün babası Sait Ertürk de içimizdeydi.

Sözünü ettiğiniz askerle nasıl tanıştınız?

Malatya'da Söğütlü Camii vardır. Orada namaz kılarken tanıştığım bir adam vardı, 35 - 40 yaşlarında biri. Adını bile bilmiyordum, kamp meselesini bana o açtı. Daha öncede bana Hitler'in Kavgam, Mussolini'nin Kara Gömlekliler İhtilali gibi kitaplar getirmişti.
Ben de Ertürk dahil 30 - 40 arkadaşa bu kitapları dağıtmıştım. Kamp meselesini açınca bizi bir tüccara götürdü. Oradan mavi kumaş aldık, arkadaşların ölçülerine göre terzide gömlek diktirdik.

Gömlek modeli nasıldı?

Gömlekler uzun kollu ve yakasızdı. Mussolini'nin kara gömleklerinden esinlenmiştik. Herkes kampta bu mavi gömlekleri giyerdi.

Kamp faaliyeti ne kadar sürdü, katılımcı sayısı neydi?

20 - 25 kadar genç vardı. O asker silahlı eğitim filan demeye başlayınca kampı kapattık. Zaten Çekmegil de böyle şeylere şiddetle karşıydı. Bir gün (Malatya'daki) İsmet Paşa heykelinin önünde o camide tanıştığım kişiyi gördüm. Siması hiç yabancı gelmedi ama yüzbaşı kıyafeti içindeydi. Yüzüne dikkatle bakınca beni tanıdı, "Kusura bakma ben askerdim" dedi. O tarihlerden sonra ne ben kendisini gördüm ne de o beni gördü. Ben de tamamen partiler üstü, gruplar üstü bir konum aldım. Ne sağ ne sol görüş içinde olmadım. Kendimi fikri bir gerilla gibi geliştirdim.

Sait Çekmegil kimdir?

Malatya'nın yerlilerinden olan Sait Çekmegil 1926 yılında doğdu, geçen yıl 24 Temmuz'da vefat etti. İslami kesimde fikri disiplin - ekol sahibi kişi anlamına gelen 'mütefekkir' sıfatıyla anılan Çekmegil, "eleştirel" görüşleriyle tanınıyor.

Çekmegil, Anadolu'da tasavvuf karşıtı en önemli fikri akım kabul edilen Malatya Hareketi'nin lideri kabul ediliyor. "Eleştirel, doğru ölçüyü arama ve buna göre sonuca ulaşma" diye tanımlanan düşünce yöntemi nedeniyle dergâh, şeyh ve tarikatlara karşı olan Çekmegil, Korkut Özal başta olmak üzere Özal ailesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Refah Partisi eski Genel Başkanı Necmettin Erbakan gibi isimlerin 'ilişkide olduğu iddia edilen' İsmailağa, İskenderpaşa gibi cemaatleriyle fikri mücadele yürüten en önemli isimlerden biri olarak tanınıyor.

Aynı zamanda yazar ve şair olan Çekmegil'in "Ruhta İnkılap", "İnsanoğlu Kendini Arıyor", Dünya İslam Devleti" gibi 40 yakın kitabı bulunuyor. Necip Fazıl Kısakürek'le birlikte Büyük Doğu'nun kurucuları arasında yer alan Çekmegil'in asıl mesleği ise terzilik.
Malatya Hareketi'ndeki en önemli olay ise 1952 yılında Vatan gazetesinin Başyazarı Ahmet Emin Yalman'a yönelik suikast olarak gösteriliyor. Çekmegil'e bilgi verilmeksizin gerçekleştirilen ve tetikçi olarak Hüseyin Üzmez'in yer aldığı bu suikast İslamcı kesimdeki ilk silahlı eylem kabul ediliyor.

Ertürk kitabını yazdı

Sait Çekmegil hakkındaki yazıların derlendiği "Çekmegil'in Eseri Neyi Anlatır?" başlıklı kitap 1974 yılında Sanih Yayınları tarafından basıldı. Kitabı derleyen ve kendilerine üniversiteliler adını veren 4 kişilik ekipte Ahmet Ertürk'de bulunuyor. Diğer üç üniversiteli ise şöyle: Sacit Duman, İsmail Öztoprak ve İsmail Nacar.

Başbakan'ın başdanışmanlarından Cüneyt Zapsu'nun dedesi ve Ehli Sünnet dergisi başyazarı Abdurrahman Zapsu hoca efendinin Çekmegil'le ilgili yazısında ise Çekmegil'den "devrimci" sıfatıyla söz ediliyor. Dede Zapsu'nun yazdıkları şöyle:
"Ruh meselelerini birçok kimseler ele almışlardır. Mesela İbni Sina'nın ruh manzumeleri... İmam Gazali'nin ruh hakkındaki inkılabı (devrimi) kendi yaşadığı asrın icabına göredir. Bizim yaşadığımız asrın icabına göre de inkilab isteyen aziz şairimiz Said Çekmegil...

İsmail Nacar kimdir?

1950 yılında Malatya'nın Akçadağ ilçesi Kurtuşağı köyünde doğdu. Lise eğitimini Elazığ'da ve Adıyaman'da tamamlayan Nacar, lisans eğitimini Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde Ortaçağ Tarihi Kürsüsü'nde yaptı. Nacar, 1970'li yılların başından 80'li yılların sonlarına kadar Yeni Atılım dergisini çıkardı. Tarikat ve tasavvuf düşüncesine yönelik eleştirileriyle tanınan Nacar'a "solcu İslamcı" sıfatı takanlar oldu.

Ertürk Milliyet Business'ta ne demişti?

Ahmet Ertürk, 17 Temmuz tarihli Milliyet Business'ta yayımlanan söyleşide memleketi Malatya'dan doğan ve kentin ismiyle anılan fikri hareket hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Saatçi Musa adıyla anılan ve Ahmet Emin Yalman suikastının planlayıcısı olarak bilinen Musa Çağıl'la ilgili anılarını da aktaran Ertürk Malatya Hareketi için şunları şöylemişti:

"Eğer Malatya Hareketi diye bir şey varsa bu tasavvuf karşıtı bir hareketti. İsmail Nacar'ı tanırsınız. Nacar o dönemlerde yeni liseyi bitirip Malatya'ya gelmiş bir adamdı. 1968'li yıllardan söz ediyoruz. O dönem Malatya'da solun yükseldiği yıllardır. Nacar'da daha çok MHP'nin sürüklediği hareketlerin içinde yer alan aktif birisiydi. İsmail'le o dönemden bizim tanışıklığımız vardır. İsmail'in şu andak söylemi nasıldır? Tasavvuf karşıtıdır. Tasavvuf literatürünü yerden yere vuran görüş aslında Malatya'ya hâkim olan görüştür. Tasavvufun yanlış bir islam yorumu olduğuna inanılır. Saptırılmış diyenler de vardır."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:53 pm

Ahmet İnsel

13.3.1955 doğumlu. 1982 yılında Paris 1 Pantheon Sarbonne Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde doktora yaptı. 1984 yılından beri aynı üniversitede öğretim üyeliği yapan İnsel, Galatasaray Üniversitesi'nde de dersler veriyor. Birikim Dergisi yazarlarından olan Ahmet İnsel, İletişim Yayınları Genel Yayın Yönetmeni.

ESERLERİ
Türkiye Toplumunun Bunalımı, Birikim Yayınları, İktisat İdeolojisinin Eleştirisi, Birikim Yayınları, Düzen ve Kalkınma Kıskacında Türkiye, Ayrıntı Yayınları.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:53 pm

Ahmet Oktay

Ahmet Oktay 1933 yılında Ankara'da doğdu. Yazmaya çok erken başladı: ortaokul sıralarında. İlk şiiri, 1949-1950 yılları arasında Gerçek dergisinde yayımlandı. Öğrenimini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. Ahmet Oktay, 1950'li yıllarda ikinci yeni hareketine öncülük ettiği söylenebilecek olan Mavi Hareketi içinde yer aldı ve aynı adlı dergide yazıları ve şiirleriyle etkin bir rol oynadı. 1961 yılında Yeni İstanbul gazetesinin Ankara bürosunda "parlamento muhabiri" olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştıktan sonra 1965 yılında TRT Haber Merkezi'nde çalışmaya başladı. 1976 yılında, siyasal iktidar değişince TRT'den istifa ederek Akajans, ardından da Dünya gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978'de yeniden TRT'ye döndü. 1982'de buradan emekliliğini isteyip ayrıldı. Daha sonra Milliyet gazetesine geçti. 1993 Şubat'ında müdürlerinden biri olduğu Milliyet'in yazı işlerinden ayrılarak kendini tümüyle yazmaya verdi.

ESERLERİ

Şiir: Gölgeleri Kullanmak (1963), Her Yüz Bir Öy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:53 pm

Ahmet Selim

1944 yılında İstanbul'da doğdu. Doğduğundan beri de İstanbul'da yaşıyor. Mihrimah Sultan İlkokulu'nun ilk mezunlarındandır. Daha sonra ki tahsillerini Karagümrük Ortaokulu'nda, İstanbul Erkek Lisesi'nde, İktisat Fakültesi'nde tamamladı. İlk yazısı, henüz lise öğrencisi iken "Yeni İstanbul"da yayınlandı. Müteakiben değişik fasılalarla Yeni İstanbul, Son Havadis, Haber, Hakikat, Dünya, Bizim Anadolu, Sabah gibi gazetelerde yazıları çıktı. 1971'den sonra eski Sabah gazetesinde 13 yıl, muntazaman, makaleler, köşe yazıları, başyazılar yazdı. Ufuk ve Dağarcık dergilerinde hem yazdı hem neşriyat yönetimini üstlendi. Asıl adı Zeki Önel'dir. 24 Şubat 1988'den beri ZAMAN Gazetesi'nde köşe yazısı yazmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
Yayınlanan kitapları şunlardır: 1- Din-dil-Tarih Şuuru, 2- Din- Medeniyet ve Laiklik, 3- Dünya İslâm'a Muhtaç (2 cilt), 4- Uyanış Zamanı, 5- Millî-Manevî Bütünlüğümüz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:54 pm

Ahmet Taşgetiren

1948 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi.Orta halli bir çiftçi aileye mensup.İmam-Hatip Lisesinde okudu.Gonca isimli okul gazetesinde ilk yazı tecrübeleri yayınlandı.1966 yılında Yüksek İslam Enstitüsü’nde okumaya başladı.Güreş, futbol ve voleybol sporlarıyla ilgilendi.İmam-Hatip Lisesi ve Yüksek İslam’ın voleybol takımında oynadı.Yeniden Milli Mücadele hareketi içinde yer aldı ve aynı adlı derginin yazarlarından oldu.Pınar dergisinde şiir,hikaye ve denemeleri yayınlandı.1975’te Bayrak gazetesinde yazarlık yaptı.1978 yılında Tercüman gazetesinde profesyonel gazetecilik hayatına başladı.1988 yılına kadar yazı işleri kadrosunda çalıştı.İki yıl Türk Edebiyatı dergisi yazı işleri müdürlüğü yaptı.1986’da Altınoluk dergisinin kuruluş çalışmalarına katıldı.Aynı dönemde Zaman gazetesinde haftalık yazılara başladı.Bilahare Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığına devam etti.Evli ve 5 çocuk babası.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:54 pm

Ahmet Tulgar

Doğum Tarihi 01.01.1967

G. Başlangıç Yılı 1987
G. Başlangıç Kurumu Sabah Dergi Grubu
Çalıştığı Kurumlar Sabah Dergi Grubu, Markom Leo Burnett Reklam Ajansı, Güneş, Nokta, Akis, Kanal D, Sabah, Show TV,Akşam...

Özgeçmiş Milliyet Gazetesi'nin röportaj yazarı. Gazeteciliğe 1987 yılında Sabah Dergi Grubu Dönemli Yayıncılık'ta başladı. Aynı grupta kısa bir süre A La Carte dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı. 1988 yılında Güneş yayınlarında çıkan Boom gençlik dergisinin yayın yönetmeni oldu. Markom Leo Burnett reklam ajansında metin yazarlığı yaparken Metin Münir'in Güneş gazetesine ilk transferlerinden biri oldu. Güneş'te Genç Bakış adlı sayfaların ve Güneş gençlik dergisinin yayın yönetmeni oldu. 1992-93 yıllarında Nokta dergisinde çalıştı. 1994'te Akis dergisinde çalıştı. 1995'te Kanal D'de yayınlanan Devriye programının yayın yönetmeni oldu. Sabah gazetesinde çalıştı. Ardından kısa bir süre Show TV. 1997'de Milliyet grubuna girdi. Önce Artı Haber dergisinin editör ve yazarıydı. Şimdi Akşam yazarı. Bir öykü kitabı, bir de makale kitabı yayımladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
cck_emre
Admin
Admin
cck_emre


Erkek Mesaj Sayısı : 1425
Yaş : 33
Nerden : Kahramanmaraş
Takım : yazarların biyogrofileri Fbky2
Ruh Hali : yazarların biyogrofileri Karizm10
Kayıt tarihi : 24/04/08

Kisisel Bİlgi
Grubu:

yazarların biyogrofileri Empty
MesajKonu: Geri: yazarların biyogrofileri   yazarların biyogrofileri EmptyPerş. Mayıs 08, 2008 1:54 pm

Ahmet Cevdet Paşa

Ahmet Cevdet Paşa(1822 – 1895)

Osmanlı devlet adamı, tarihçi ve hukukçu. 12 ciltlik bir Osmanlı tarihi yazmış, Mecelle'nin hazırlanmasında önemli rol oynamıştır.
1822 – 1895 yılları arasında yaşamıştır. İlköğrenimini Lofça'da yaptı. 1839'da İstanbul'a gelerek Fatih'teki Papasoğlu Medresesi'ne girdi. Burada öğrenimim sürdürürken bir yandan da tarih, coğrafya, astronomi, matematik gibi alanlarda özel ders aldı ve Fransızca öğrendi. Medreseyi 1844'te bitirdikten sonra Premedi (bugün Arnavutluk'ta) kazası kadılığına atandı. 1845'te İstanbul ruüsu alarak müderris oldu. 1846'da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa'nın yanında görevlendirildi. Bu tarihten paşanın öldüğü 1858'e değin hukuksal konularda danışmanlık yaptı. 1849'da, olağanüstü görevle Bükreş'te bulunan Fuad Efendi'nin (Paşa) yanma gönderildi. 1850'de Meclis-iMaarif üyeliğiyle birlikte Darülmuallimin müdürlüğüne atandı. 1851'de yeni kurulan Encümen-i Daniş üyeliğine getirildi. Bu kurul tarafından Osmanlı Deveti'nin 1774'ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. 1855'te vakanüvisliğe atandı. 1856'da Galata kadısı oldu. 1857'de "Mekke" payesi aldı.

Fransızca, Farsça öğrenmiş, bunun yanısıra matematik, felsefe, kozmoğrafya ve tabii ilimler üzerinde de çalışmış dönemin ünlü bir hukukçusudur. Kadılık, Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği yapmıştır.
“Mecelle-i Ahkam-ı Adliye” isimli hukuk metnini oluşturanların başında gelmiştir. Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği nazırlığı (bakanlığa) çevrilince ilk adalet bakanı olmuştur. Beş kez adalet bakanlığı, üç kez eğitim, iki kez evkaf, bir kez dahiliye, ticaret ve ziraat bakanlıklarında bulunmuştur. “Cevdet Tarihi” en önemli eseridir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cckclup.lightbb.com
 
yazarların biyogrofileri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 4 sayfasıSayfaya git : 1, 2, 3, 4  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
İndirStar.lightbb.com|| Bedava Youtube Videoları İzle > Spor Haberleri > Şiirler > Zeka Soruları :: Her Telden :: Edebiyat-
Buraya geçin: